Muvazaa nedir?
Bir hukuki işlemin üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, yani tarafların asıl amaçlarını gizlemek maksadıyla yapılmış olması halinde söz konusu işlem muvazaa ile sakat olacaktır. Muvazaalı işlemin tarafı olmayan kişiler, muvazaayı tanık da dahil olmak üzere her türlü delille ispatlayabilir.
Muvazaa mutlak ve nispi muvazaa olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Mutlak Muvazaa
Mutlak muvazaada üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yapılan tek bir işlem vardır. Burada işlemin tarafları aslında hiç yapmak istemedikleri bir işlemi üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yapmış gibi göstermektedirler.
Nispi Muvazaa
Nispi muvazaada ise taraflar aslında yapmak istedikleri bir işlemi farklı bir işlem gibi göstermektedirler. Dolayısıyla nispi muvazaada üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yapılan görünüşteki işlemin yanında bir de tarafların kendi aralarında hüküm doğurmasını istediklerini ve gerçek iradelerini yansıtan bir gizli işlem söz konusudur.
Muris Muvazaası Nedir?
Muris muvazaası bir nispi muvazaa türüdür. Mirasçılarından mal kaçırma amacı güden mirasbırakan, gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmazını bir satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle devretmektedir.
Burada gizli işlem olan bağışlama şekil şartlarına uyulmadığı için geçersizken görünüşteki işlem olan satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi de muvazaa nedeniyle geçersiz olacaktır. Dolayısıyla taşınmazın mülkiyeti hiçbir zaman terekeden çıkmamış olacaktır. Bu nedenle yalnızca saklı paylı mirasçılar değil tüm mirasçılar muvazaa iddiasında bulunabilecektir.
Muris Muvazaası Zamanaşımı
Muris muvazaası sebebiyle miras hakkı zedelenen, saklı paylı olsun olmasın, tüm mirasçılar herhangi bir zamanaşımı süresiyle bağlı olmaksızın, mirasbırakanın ölümünden sonra, her zaman tapu sicilinin düzeltilmesi davası açabilir. Davacı mirasçı iddiasını tanık da dahil olmak üzere her türlü delilden yaralanarak ispatlayabilecektir.
Muris Muvazaası Zamanaşımına veya hak düşürücü bir süreye tabi değildir.
Muris Muvazaasında Yargıtay’ın Kriterleri
Yargıtay muris muvazaasının tespitinde mirasçıları aldatma kastının titizlikle araştırılması ve mirasbırakanın gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerektiğini birçok içtihadında belirtmiştir ve mirasbırakanın gerçek iradesinin belirlenmesi noktasında birtakım kriterler geliştirmiştir.
Buna göre murisin satış işlemini yaptığı dönemde satış yapmasını gerektirecek önemli bir olay olup olmadığı, devir işleminin yapıldığı tarihte taşınmazı devralanın sahip olduğu alım gücü, murisin devir tarihindeki yaşı, devre ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı, hayatın olağan akışı, tarafların iradesi, devralan ve muris arasındaki beşeri ilişki, satış bedeli ile sözleşme yapıldığı tarihteki gerçek değer arsındaki fark murisin gerçek iradesinin belirlenmesi hususunda başlıca irdelenmesi gereken konulardır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Muris muvazaası durumunda mirasçılar TMK 1025 uyarınca yolsuz tescilin düzeltilmesi davası açmalıdır. Bu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleriyken yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesidir.